Cleopatra VII

FİRAVUN CLEOPATRA VII

(Meşhur Kleopatra)

  • Adı : Cleopatra, Cleopatra VII Thea Philopator da bilinir.
  • Periyot: Ptolemaic
  • Selefi: 33. Mısır Hanedanlık Pers Kralı Darius (MÖ 336 – 332)
  • Halefi: Cleopatra VII Mısır’ın son kraliçesi ve son firavunudur. Ölümünden sonra 3000 yıllık Mısır uygarlığı bitmiş ve Mısır, Roma vilayeti haline dönmüştür.
  • Saltanatı: MÖ 51 – Ağustos 30
  • Doğum Yılı: MÖ 69
  • Babası: Ptolemy XII
  • Annesi: Cleopatra V
  • Eşleri: Ptolemy XIII – Julius Caesar – Mark Antony
  • Çocukları: 
  • Caesarion: Julius Caesar’ın oğludur. Annesiyle beraber saltanat sürmüştür.
  • Alexander Helios & Cleopatra Selene II: Mark Antony’nin ikizleridir. Alexander Helios bilinmeyen bir sebepten Roma ‘da ölmüştür. Cleopatra Selene II ise Afrika Kralı Juba II ile evlenmiştir.
  • Ptolemy Philadelphus: Mark Antony’nin en küçük oğludur. Bilinmeyen sebepten Roma’da ölmüştür.Kardeşleri:
  • Ablaları: Kelopatra VI ve Berenice IV
  • Kız Kardeşi: Arsinoe IV
  • Erkek Kardeşleri: Ptolemy XIII ve Ptolemy XIV
  • Ölüm Yılı: MÖ 12 Ağustos 30

Kleopatra VII, genel olarak Kleopatra olarak bilinir. Diğer Kleopatralar pek hatırlanmaz. MÖ 51 yılında, Ptolemy XII Auletes ölmüş ve krallığı onsekiz yaşındaki kızı Kleopatra ve oğlu Ptolemy XIII’e bırakmıştır. Kleopatra, MÖ 69 yılında Mısır İskenderiye’de doğmuştur. İki ablası vardır: Kleopatra VI ve Berenice IV ve kız kardeşi Arsinoe IV ‘tür. İki küçük erkek kardeşi ,Ptolemy XIII ve Ptolemy XIV ‘tür. Kleopatra VI çocuk yaşlarda ölmüştür. Auletes, Berenice’in kafasını vurdurmuştur. İki yüz yıl boyunca Ptolemieslerin saltanatı sürmüş ve sonunda bu devir kapanmış, Roma İmparatorluğu doğmaya başlamıştır.

Mısır kanunlarına göre, Kleopatra oğlu yada erkek kardeşine ne olursa olsun saltanatı boyunca mecburen yardım etmiştir. 20 yaşına geldiğinde, babasının vasiyeti üzerine erkek kardeşi Ptolemy XIII ile evlenmiştir. O zamanlar Mısır’da egemen olan Yunanlılar Mısır toplumuna karışmamak için kendi soylarından olan kişilerle evleniyorlardı, bu da akraba evlilikleri sonucu özürlü insanların doğumuna yol açıyordu. Babası öldüğünde 18 yaşında olan Kleopatra tahta çıktı. Halkın içine girebilmek ve halkın kendisini benimsemesi için kendini Mısır dinine verdi. Kardeşi tarafından iktidardan uzaklaştırılıp sürgüne yollandı.Kleopatra’nın dedesinin adı Dadadidis’dir. Mısır için büyük bir kahramandır

Saltanatı zamanında resimlerde ve paralarda kendi resimlerini kullandı ve kardeşini tamamen yok saydı. Kleopatra kral yardımcısı olunca tekrar dünyası başına yıkıldı. Kıbrıs, Suriye ve Libya’ya gitti.Dışarıda anarşi ve evde kıtlık vardır.Kleopatra güçlü iradeli bir Makedonya Kraliçesiydi ve en büyük dünya imparatorluğunu hayal ederdi. Bunu hemen hemen de gerçekleştirmişti. Neredeyse bütün Helenistik zaman kraliçelerine benzer, aşırı ihtiraslıdır fakat karışık değildir. Bildiğimiz kadarıyla Caesar ve Antony haricinde kimseyle aşk yaşamamıştır.

Kleopatra iktidara yanında büyük Roma imparatoru Sezar ile geri döndü. Kleopatra’nın bir halı içinde Sezar`ın sarayına girdiği ve bu büyük kralı kendine aşık ettiği rivayet edilir. Bu olaydan sonra kardeşi, kimsenin bilmediği bir sebeple Nil sularında boğuldu.

Kardeşinin aradan çekilmesi ile Kleopatra tek başına iktidar koltuğuna oturdu. O sırada Sezar’dan bir çocuğu oldu ve minik Sezarius`u alıp Roma’ya gitti. En büyük hayali, iki imparatorluğu birleştirip Büyük İskender’in hayali olan bilinen tüm dünyaya sahip olmaktı. M.Ö. 44’te Sezar ölünce bu hayallerini ertelemek zorunda kaldı.

Sezar ölünce Roma İmparatorluğu, tahta çıkan Octavio (Sezar’ın yeğeni) ve Marcus Antonius arasında ikiye ayrıldı. Doğu artık Marcus tarafından yönetilmekteydi ve ilk işi de Mısır’ı ziyaret oldu.

Antonius Kleopatra’ya delice aşık oldu. Octavius`a savaş açtılar. Actiumda yapılan savaşta Kleopatra ve Marcus kaçmak zorunda kaldı. İskenderiye’deki sarayına dönen Kleopatra’nın kendisini bir kobraya sokturarak intihar ettiği rivayet edilir. Öldüğünde 39 yaşındaydı. 9 dil bilen Kleopatra zeki bir kadındı ama herkesin sandığı gibi çok güzel değildi.

Mısır Kraliçesi Kleopatra’nın kobra yılanı tarafından ısırılarak ölmesi tarihin en büyük romantik trajedilerinden biridir. İki bin yıldan bu yana kraliçenin intihar ettiği kabul ediliyor. Geçtiğimiz günlerde adli tıp uzmanları modern çağ soruşturma yöntemleri kullanılarak, Kleopatra’nın ölümünü analiz eden bir belgesel program hazırlandı. Atlantic Productions, Kleopatra filmini yapmaya karar verince yıllardan bu yana söylenegelen Plutarch’ın hikayesiyle tatmin olmaz ve bir cinayet uzmanı, yazım ekibine katılır. Bulgulardan yola çıkılarak, Kleopatra’nın ölüm nedeninin kesinlikle intihar değil, cinayet olabileceği sonucuna varıldı.

Kraliçe Kleopatra’nın ölümü iki bin yıl öncesinden bu yana bir çok ressam, şair, yazar ve tarihçiye ilham kaynağı oldu. Trajedi ve romans kolkola karşı konulmazlığı içinde Markus Antonius’un ölümünden deliye dönen güzel ve genç kraliçe, sevgilisine kavuşmak için yılanın zehrini kullanarak intihar eder.

Kleopatra’nın bugüne gelen trajik ölüm hikayesini, Yunanlı yazar Plutarch, Kleopatra’nın ölümünden 100 yıl sonra yazdı. Kleopatra’nın yılan sokmasından öldüğü hikayeye bugün hala inanılıyor. Oysa modern çağ yöntemleriyle irdelenince ortaya farklı bir hikaye çıkıyor.

Tarih boyunca söylenen hikaye şöyle;

Kleopatra, kapatıldığı odası yada sarayından Octavian’ı (gelecekte başa geçerek İmparator Augustus olacaktır) bir tablet gönderir. Tableti alır almaz açan Octavian, içindeki notta Kleopatra’nın Antonius ile gömülmek istediğini okur. Bu notu, intihar notu olarak yorumlayarak, adamlarını derhal Kleopatra’nın yanına gönderir… Askerler Kleopatra’nın odasına girdiklerinde Julius Sezar ve Mark Anthony’i baştan çıkaran yüce kraliçe, kraliyet elbisesi içinde altın sedirinde cansız uzanmaktadır… Hizmetçilerinden Eiras, kraliçenin ayakları dibinde hareketsiz, Charmion ise bir yandan can çekişirken diğer yandan bilinçsizce kraliçenin tacını düzeltmeye uğraşmaktadır. Bir iki dakika içinde üçünün de öldüğü haberi duyulur. Üç kadın, saraya incir sepeti içinde sokulan kobra yılanıyla zehirlenmiştir.

Plutarch tarafından söylenen bu hikayenin kaynakları muhtemelen Kleopatra’nın fizikçisi Olimpos ve Oktavian/Augustus olmalı. Plutarch, Kleopatra’nın ölümünden 75 yıl sonra doğduğuna göre kendisi olaylara tanıklık etmedi. Kleopatra’nın güzelliğini de ilk olarak Plutarch yazdı. Oysa Kleopatra’nın güzelliği sadece bir mit çünkü Sezar ve Antonius’u etkilemesindeki ana etken asker güzel ilişkisinden çok Roma ve Mısır’ın politik beraberlik planlarında yatıyor.

Şamar oğlanı yılan

Mısır kobrası ‘Naja haje’ Mısır’da kraliyetin sembolü olmasının yanısıra dünyaca ünlü olup en çok Kuzey Afrika’da rastlanır. Kalın vücudu ve iki buçuk metre boyuyla büyük bir hayvandır. Nasıl olduysa bu büyük hayvan, üzeri incirle örtüldüğü sepette Kleopatra’ya ulaştırılır. Nasıl olduysa yılanın Kleopatra’ya ulaştığını varsayalım. Ya sonrası…

Kleopatra, hikayeye göre intihar notu yazıp, Octavian’a gönderir… Yılanı alarak kendisini ısırttıktandan sonra himetçisi Eiras ve son olarak da diğer hizmetçisi Charmion’a zehri verdirir. Tam ölmek üzerelerken, Octavia’nın adamları içeri girer. Ve yılan ortadan kaybolmuştur.

Cinayet uzmanlarına göre bu hikayenin hiç bir şekilde gerçeklere dayanıyor olması mümkün değil. Ölüm olayı intihardan çok cinayeti düşündürüyor.

İlk olarak Kleopatra’nın intihar notunu Octavia’ya göndermesi intihar eğilimli birinin yapmayacağı bir davranış. Genelde intiharda bulunan kişinin notu, intihar mahalinde yada yakın biryerde bırakması beklenir. Çünkü not birine gönderildiğinde gelip kurtarma olasılığı vardır, bu da intihar edecek birinin istemeyeceği bir sonuçtur.

Yılana gelince… Kleopatra, yılan zehirinin potansiyelinden kesinlikle haberdardır. En kuvvetli ve etkili zehiri bulmak için tutuklular üzerinde denemeler yaptırdığı biliniyor. Ayrıca Yunanlı fizikçi Galen, Kleopatra olayından birkaç yüzyıl sonra Aleksandra da suçluların kobra yılanı ile göğüslerinden ısırılarak, infaz edildiklerini bildirir. Birde kobra yılanının gücü sembolik olarak uluslararası politikada sonsuzluk ifade ettiği için Kleopatra’nın ününe yakışıyor.

Üç kadını kobra yılanı tarafında zehirlenme şekilleri gerçekten uzak. Yılan zehiri sinir sistemini felç eden bir zehir; önce göz kapakları, göz yuvarları, yüz kasları, dil ve boğaz daha sonra göğüs ve mide zehirleniyor, boğulmayla ölüm gerçekleşiyor. Zehirlenme sürecinde acı hissedilse de şiirlere konu olduğu derecede büyük bir ızdırap değil. Vücutta az belirti kalıyor. Yılanın ısırdığı bölgenin etrafı belirgin oluyor.

Kleopatra’nın mektubuyla askerlerin gelmesi arasında fazla bir zaman geçmiyor. Genelde kobra yılanı ısırmasıyla vücuda giren zehir, iki saatlik süre sonunda öldürüyor. 15-20 dakikada ölenlere de rastlanmış fakat üç kadının da bir kaç dakika içinde ısırılıp, ölmeleri kuşku uyandırıcı. Kobra, ardarda on kişiyi ısırıp üldürecek miktarda zehir taşıyabilir ama her ısırmadan sonra yorgun düşüyor. Bu olayda üç kadını da ardarda ısırmış olması şüphe uyandırıyor. Ayrıca yılanın her ısırdığı ölmeyebilir genelde kobra ısırmalarında ölümle yaşam arasında yüzde 50 şans var. Her vuruşun tutacağı kesin değil. Sırayla üç kişiyi ısırması olası ama diğer yandan imkansız da olabilir.

Kraliçenin intihar girişimine karşı Kleopatra’nın hizmetçilerinin davranışı da bir tuhaf. Yılan kraliçeye zehrini bıraktıktan sonra hizmetçiler kaçmak yada gidip yardım getirmek yerine birinci hizmetçi devasa kobrayı alıp kendini sokturuyor, sonra da ikinci hizmetçiye veriyor.

Mısır tarihinde hizmetçilerin emrinde çalıştıkları kişiyle intihar etmeleri geleneği yoktur. Hizmetçilerin Kleopatra’yı kurtarmaya çalışmak yerine onunla intihar etmiş olmaları anlaşılır gibi değil. Katle tanık oldukları için öldürülmüş olmaları daha mantıklı.

İntihardan sonra yapılamayacak iki şeyden biri intiharda kullanılan gereçleri ortadan kaldırmaktır. Vücutlar orada fakat yılan üç zehri verip kaçmış. Bunu yapabilecek tek kişi, intihar mahallini ziyaret eden biri olabilir.

Kleopatra’nın ölümünden tek faydalanacak olan Octavia’ydı. Kraliçenin ölümünden sonra ilk yaptığı da Kleopatra ve Sezar’ın oğlu Caesarion’u öldürtmek oldu.

Zalim Kraliçe

Kleopatra, ağabey ile kız kardeş arasındaki ensest ilişkinin çocuğuydu. Katletmek günlük işlerinin arasındaydı. 17 yaşındayken, kendi erkek kardeşi 10 yaşındaki XIII Ptolemy’yle evlendi. Daha sonra Ptolemy’e karşı savaş yaptı. İkinci evliliği diğer erkek kardeşi XIV Ptolemy ile yaptı. O da zehirlenerek öldüğünde Kleopatra, Julius Sezar’dan oğlu Caesarion dünyaya geldi. Kleopatra, iki eşin ardından kız kardeşi Arsinoe’yi öldürttü, Ermenistan Kralını öldürterek başını işbirliğini istediği bir başka krala gönderdi. Zalim ve katı kalpliliğiyle bilinen Kleopatra’nın ölümü çok üzücü karşılanmadığı gibi Roma İmparatorluğu’nun geleceğini de etkiledi.

Kleopatra tam bir Mısırlı kraliçeydi. Güçlüydü, savaşılacaksa başa baş dişe diş savaşırdı. Görevi oğluna vermek arzusundaydı. Hayatta kalmak için bir çok nedeni vardı. Octavian ise onu öldürmek için yeterli nedene sahipti. Kleopatra’nın intiharından çok Octavian’ın cinayetine kurban gitmiş olması olası.

Octavian açısından, Kleopatra’nın Aleksandra da ölmesi o’nu Roma da görmekten daha kazançlıydı. En iyi düşman ölü olandır sözünden hareketle Kleopatra’nın oğlunun sağ kalması Octavian açısından son derece tehlikeliydi… Octavian Kleopatra’nın yediğini içtiğini tüm yaşamını kontrol altında tutuyordu, her yaptığından haberdardı. İntihar notu üzerine adamlarını göndermekle kendisini temize çıkarmış oldu.

Antony, Cleopatra ve hizmetçilerin ölümüne tek tanık Octaioan’ın adamları. Uzmanlara göre Yunanlı yazarın yazdıkları daha çok Roma’nın amacına hizmet ediyor.

Mısır Kraliçesi Kleopatra ile sevgilisi Marcus Antonius’a ait olduğuna inanılan 2000 yıllık mezarda kazılara başlayan Mısırlı arkeolog Hawass, 12 arkeoolg ve 70 kişilik uzman ekiple yürüttükleri çalışmaların bu yıl sonunda biteceğini açıkladı. İskenderiye’den 30 kilometre uzaklıkta bulunan Tabusiris Magna Tapınağı’na girmeyi başaran ekip, kalıntılardaki su tablasının motopomp yardımıyla alçaltılmasının ardından, Kasım 2008’de kazılara başlanacağını açıkladı. Bu kazının kendisini bir kobra yılanına sokturarak intihar ettiği rivayet edilen kraliçe ile ilgili birçok sırrı aydınlatması bekleniyor.

Loading

Kontrol ediniz...

Eski Mısır’da Kadın Hükümdarlar

Eski Mısır’ın Kadın Hükümdarları Sırasıyla bilinen kadın hükümdarlar Neithhotep Merneith Hetepheres Nitocris Sobeknefru Ahhotep I …

Translate »
Menü
 TarihPedia